Amerika’da Eğitim – Mantıklı mı?

Amerika’da eğitim mantıklı mı? Buraya gelmeden önce aklımı en çok kurcalayan sorulardan biri de buydu.

Türkiye’de bir çok öğrencinin rüyası olan Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’ni kazanmıştım. Amerika’ya gidip tekrardan başka bir sınava hazırlanmaya, o kadar zorluğa katlanmaya değer miydi? Sonuçta uzun ve yorucu bir süreçten çıkmıştım. Hazırlık sınıfında okurken dinlenmeyi dört gözle bekliyordum.

Amerika’da eğitim alternatifi gündeme geldiğinde; çevremdeki herkes farklı bir şey öneriyordu. Bazıları ne yapacaksın orada Türkiye’de mis gibi okul kazandın,  rahat rahat oku derken, bazıları ise git ve hatta geri de dönme çok farklı bir dünya var orada diyordu. Bu dışarıdan bakıldığında basitçe verilmiş bir karar gibi görünebilir. Fakat iki farklı cephe arasında epey bir  gidip geldikten sonra kararımı verebildim ve Yeni Dünya’ya doğru yelken açtım.

Doğal olarak, Amerika’ya gelen birisi için ilk aylar çok kolay değil. İlk öğrenmeniz gereken şey, kendi ayaklarınız üzerinde durabilmek, başınızın çaresine bakabilmek. Yanınızda tecrübeleriyle size ışık tutan babanız, hasta olduğunuzda size bakan anneniz ya da süprizleriyle sizi sevindiren ablanız yok. Tamam sonuçta iletişim  teknolojisi  çok gelişmiş olabilir, her an görüntülü konuşuyor olabilirsiniz, ama asla yanınızda olmaları gibi olmuyor. Zaten saat farkı olduğu için de her an ulaşamıyorsunuz onlara.

Yeni bir dünyayla beraber yeni bir dil de sizi bekliyor burada. Sokaktaki insanlar anlamıyor sizi, siz de onları anlamıyorsunuz. Bir an geliyor konuşmayı unutmuş bir insan gibi hissediyorsunuz kendinizi. İlk günlerde ülkemi, ailemi özlediğim için geri dönmeyi çok düşündüm. Ama sonuçta gurbetteydim ve  bir alışma süreci olacağını en baştan öngörüyordum. Dişimi sıktım ve bekledim alışmayı. Çevremdeki insanların, arkadaşlarımın çok yardımı oldu alışma sürecimde.

İlk şoku atlatıp, alışmaya başlayınca yavaş yavaş, Amerika’nın doğup büyüdüğüm ülkeden çok farklı bir yer olduğunu anlamaya başladım. İnsanlar kornalarına basmıyor, yol boş olsa bile yeşil ışık yanmadan karşıya geçmiyor, yolda bir öğrenci servisi durduğunda herkes duruyor… Ve daha bir sürü farklılıklar var. İnşallah bu farklılıkları ilerleyen günlerde daha ayrıntılı bir şekilde başka bir yazımda anlatacağım.

Yazıya başlarken sorduğumuz soruya dönecek olursak, aslında cevabı  fazla uzatmaya da gerek yok. Evet Amerika’da okumak çok mantıklı. Kesinlikle tavsiye ediyorum Amerika’da okumaya gelmenizi. Neden derseniz, en azından dünyanın  Türkiye’den ibaret olmadığını anlıyorsunuz, ufkunuz genişliyor, şimdiye kadar farketmediğiniz şeyleri öğreniyorsunuz.

Amerika’da, kısa sürede farkettiğim eğitim avantajları neler:

1- Dil ve farklı kültürleri öğrenmek için
Bazılarınızın aklına, “Türkiye’de de aynı şeyleri öğrenemez miyiz?” şeklinde bir soru gelebilir. Öğrenilebilir ama bence buradaki kadar yetkin olamazsınız. Bir dili gerçekten iyi bir seviye de öğrenebilmek için, o dilin konuşulduğu kültürü de öğrenmeniz gerekiyor. Burada sadece kelimeleri değil, o dili konuşan toplumun kültürünü, düşünme mantığını da öğreniyoruz. Hatta bir tane de değil, birbirinden çok farklı bir çok kültürü tanıyoruz. Çünkü dil okulunda sizin gibi farklı ülkelerden gelmiş öğrenciler bulunuyor.  Farklı ülkelerden gelenlerle diyaloga girince, hayata onların penceresinden bakmayı da öğreniyorsunuz. Amerika’ya erken gelmenin bir başka faydası da genç yaşta geldiğiniz için telaffuz sorununu daha çabuk çözebiliyorsunuz. Ama Amerika’ya geldiğiniz için  ingilizceniz mükemmel derecede gelişecek diye de  bir şart yok. Bir kaç yıldan beri burada olduğu halde, henüz İngilizcesi  yeterli sertifika alma düzeyine gelememiş arkadaşlar da var. Sonuçta her şey yine kişinin kendisinde bitiyor.

2- Üniversite eğitimi için?
Üniversite öğrenimi de burada yapmanı bazı dezavantajları olsa da,  bence avantajları çok daha fazla. Öncelikle her şeyi mutfakta öğreniyorsunuz. Eğitiminiz sadece teorik bilgi ile sınırlı kalmıyor.

Buradaki vasat üniversitelerin bile araştırma bütçeleri ve öğrenci başına düşen  hoca sayısı fazla olduğu için,  daha lisans eğitimindeyken bile araştırma yapma şansı bulabiliyorsunuz.

Türkiye’de sınav ağırlıklı bir eğitim sistemi var. Ama buradaki üniversite eğitim sistemi çok farklı, ödev ağırlıklı. Yani sınava az zaman kala, bir kaç gün çok sıkı çalışarak başarılı olma modeli yok.  Zamana yayarak, sindire sindire  öğreniyorsunuz. Ödev ağırlıklı olduğu için de, kendi kendinize bir konuyu araştırabilme, kendinizi geliştirebilme yeteneği kazanıyorsunuz. Sistem, kendini geliştirmek isteyenler ve çalışanlar için çok büyük imkanlar sunuyor.

Ödev ağırlıklı sistemde, başka ödevlerden copy-paste (intihal) yapmak, sınavlarda kopya çekmek çok büyük suç. Yakalanmanız halinde doğrudan okuldan atılıyorsunuz ve başka bir üniversiteden kabul alamıyorsunuz. Kişisel emek ve üretmek çok önemli, saygı gören birşey.

Mühendislik eğitimi alanlar için, burada yeni çıkan teknolojileri yakından takip etme şansınız çok daha fazla oluyor.